Grafikyardim.com
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAramaLatest imagesPhotoshop OnlineKayıt OlGiriş yap
  Konu
  Yazan
Adrenalinfrm.com
Yazan:
Tarih: Paz Ocak 08, 2012 9:13 pm

Form Dolu Logo İstek
Yazan:
Tarih: Paz Ocak 08, 2012 9:05 pm

adult-film-müzikpaylaışım-oyun paylaşım- formum için logo istiyorum
Yazan:
Tarih: Paz Ocak 08, 2012 9:03 pm

Gerekli Forum-Bilgisayarda Gerekenlere Dair = Herkesi Bekleriz..
Yazan:
Tarih: Salı Ekim 25, 2011 10:20 pm

Halsiz Forum
Yazan:
Tarih: Paz Ekim 16, 2011 6:04 am

Halsiz Forum
Yazan:
Tarih: Paz Ekim 16, 2011 6:04 am

Halsiz Forum
Yazan:
Tarih: Paz Ekim 16, 2011 6:03 am

Halsiz Forum
Yazan:
Tarih: Paz Ekim 16, 2011 6:03 am

Halsiz Forum
Yazan:
Tarih: Paz Ekim 16, 2011 6:03 am

Halsiz Forum
Yazan:
Tarih: Paz Ekim 16, 2011 6:03 am













Facebook'tan takip et!

Grafikyardim.com'daki "komik hikayeler " konusunu beğendin mi ? Paylaş.

FacebookTwitterEmailWindows LiveTechnoratiDeliciousDiggStumbleponMyspaceLikedin

Paylaş|

komik hikayeler

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
YazarMesaj
█►SALVADOR◄█
GrafikYardım - Moderatör
GrafikYardım - Moderatör
█►SALVADOR◄█
Cinsiyet : Erkek
Mesaj Sayısı : 2625
Aktiflik puanı : 6231
Kayıt t. : 04/03/11

komik hikayeler  Vide
MesajKonu: komik hikayeler komik hikayeler  EmptyC.tesi Mart 26, 2011 12:00 am

anlatılanlardaki kişi ben değilimSigara
Hafif sisli bir havada ve güneşin apartmanların arasından yeni yeni
güne merhaba dediği bir saatte, vapura doğru ilerleyen genç adam; jeton
gişesinde, yaklaşık iki ay önce ayrıldığı kız arkadaşını görür ve titrek
bir ”merhaba” ile konuşmaya başlar. Bu konuşmalar vapurda da devam
eder. Adamın; “Hava o kadar da soğuk değil, dışarıda oturalım mı?”
sorusuna, kızın “Olur” cevabı vermesiyle birlikte vapurun en üst katına
doğru yol alırlar. Birkaç dakika havadan sudan muhabbetlerle geçtikten
sonra, adam kıza bir sigara uzatır ve kendisine de bir tane alır. Daha
sonra, genç adam birden lafa girer:
- Biliyorum, bu konuları daha önce hiç konuşmadık ya da konuşamadık
diyeyim. Merak etme ama, “Neden ayrıldık biz” sorusunu sormayacağım.
Sadece sana söylemek istediğim birkaç şey var, onları konuşmak
istiyorum.
Genç kız; adama bakarak, “Evet seni dinliyorum, devam et” dedikten sonra adam, konuşmasına kaldığı yerden devam eder:
- Biliyor musun? Ayrıldıktan sonra, seni sigaraya benzetmeye başladım.
Kız, hiç tahmin etmediği, alakasız bir konuyla lafa girmesinin
verdiği şaşkınlıkla, “Ne? Nasıl yani?” der. Adam, önce kıza uzattığı
sigarayı ve sonra kendi sigarasını, çantasından çıkardığı çakmak ile
yaktıktan sonra:
- Mesela bir tane sigara yakıyorum ve kül tablasına koyup izlemeye
başlıyorum. Kül tablasına dökülen külleri gördükçe; anılarımız aklıma,
her biri kül olup acılarıma dönüşüyor sonra. Arada bir elime alıyorum
sigarayı ve içime çekiyorum seni. Kendimi zehirlemek için; daha çok,
daha çok çekiyorum. Bazen de anıları döküyorum kül tablasına. “Sen
zehiri” hoşuma gidiyor, içimi acıtıyor, vazgeçemiyorum; içime çekmeye
devam ediyorum. Ağzımdan çıkan her dumanda, ayrılırken bana bıraktığın;
son bakışının silueti beliriyor. Her sigaranın oldugu gibi, senin de
sonun yaklaşıyor. Ve ben yavaş hareketlerle; ne zaman seni söndürmek
için, elimi götürsem kül tablasına, aptalca bir umutla “Nolur yapma!!”
diyeceğin zamanı bekliyorum. Ama hiçbir zaman duyamıyorum sesini. “Ve
işte bitirdim seni” diyorum. Hayır hayır kendimi kandırıyorum galiba,
“Seni böyle bitiremem” diyorum sonra. Ama bakıyorum kül tablasına; evet!
Sen oradasın, evet! Anılar orada. Ancak, elimde hala kokun var. Yıkasam
da, hiç çıkmayacak bir koku. Anlıyorum ki; bu sigarada, senin çok az
bir kısmını bitirmişim. Senden bağımsız bir sen, hep içimde yaşıyormuş.
Ve anlıyorum ki, sadece sönüyorsun. Seni ateşleyecek bir “Ben”
bekliyorsun sabırla. O “Ben”, çok da bekletmiyor seni. Bir daha yanmaya
başlıyrsun. Aniıar,acılar yine bitiyorsun. Yeniden yanıyor ve
bitiyorsun. Bu hep böyle devam ediyor; sonunda alışkanlık oluyorsun.
Genç kız anlatılanları dinlerken tarif edilmeyecek bir duygu
yoğunluğu içindeydi. Bir yandan, birisinin bu kadar acı çekmesine üzüntü
duyarken; diğer yandan da, kendisinin hala unutulmamış olmasından, haz
alıyordu. Aslında kendisi de unutamamıştı genç adamı. Kendi isteğiyle
ayrılmıştı ama; sevmediği ya da artık bir şeyler hissetmediği için
değil, en yakın kız arkadaşının da, o insana karşı bir takım duygular
beslediği için gerçekleşmişti bu ayrılık. Bunu; ne erkek arkadaşı, ne de
en yakın arkadaşı biliyordu. Erkek arkadaşına, “Bu ilişkide bir şeyler
eksik, ben daha fazla sürdüremeyeceğim, ayrılmalıyız.” diye bir mesaj
atarken; kıza, “Ilgisiz bir sevgili olmaya başlamıştı günler geçtikçe;
çok bunalmıştım. Ve bir gün onu, başka biriyle sarmaş dolaş gördüm. Bu
yüzden ayrıldım.” demişti. Böylece, hem erkek arkadaşından, kendine
göre, makul bir sebeple ayrılmış; hem de arkadaşına, erkek arkadaşını
kötüleyerek, ondan soğumasını sağlamıştı. Kendisinin çok acı çekeceğini
bile bile, arkadaşını kaybetmemek için, böyle bir yalanlar zincirine
başvurmuştu. Artık hayatını, bu yalanlara göre düzenlemeliydi. Bu
yüzden; bu karşılaşmalarında duygularını bir tarafa bırakıp, mantığı ile
karar vermek zorundaydı. Geri dönüşü yoktu ve kız da bunun farkındaydı.
Bütün ayrıntıları, olası bir karşılaşma için düşünmüştü daha önceden.
Adamın anlattıklarını dikkatlice dinliyor ve sözünü bitirmesini
bekliyordu. Ve adamla göz göze gelip, “Bitti, bu kadardı!” dermişçesine
bakmasından sonra, kız konuşmaya başladı:
- Açıkçası bu söylediklerin, hiç beklemediğim şeylerdi. Benim, bu
açıklamalarına bir yorum yapmamı bekleme. Çünkü bunlar senin kendi
düşüncelerin. Her biten ilişkiden sonra, yaşanabilecek duygulardan bu
anlattıkların. Şunu söyleyebilirim ama yaşadığımız ilişkide, elimden
gelen fedakarlığı gösterdiğime inanıyorum. Seni hiçbir zaman suçlu
görmedim, her şey benden kaynaklıyordu. Sonuç olarak, bir şekilde bu
ilişki yürümedi ve bitti. Bu kadar basit.
- Bu kadar mı yani?
- Evet…
Genç adam şok olmuştu. Belki, daha ılımlı bir yaklaşım bekliyordu
kızdan. Ancak, kesin ve kararlı konuşmuştu kız. Hiçbir umudun
kalmadığına, kendini inandırmaya çalışıyordu. Vapur yanaşmıştı iskeleye.
Tek bir kelime bile konuşmadan vapurdan indiler. Iskelenin sonunda;
genç kız, adama sarılarak “Hoşçakal” dedi. Ancak adam, ayrılırken ne
sarılmıştı kıza, ne de bir kelime çıkmıştı ağzından. Bir heykel gibi
duruyordu kızın karşısında. Kız da, bir tepki gelmeyince; hızla
uzaklaşmayı tercih etti. Arkalarına bile bakmadan ayrıldılar.
Kız, işyerine ulaştı. Yerine oturduktan hemen sonra, cep telefonuna
bir mesaj geldi. Mesaj, eski sevgilisindendi ve şöyle yazıyordu:
“Hep bu karşılaşmayı ve sana sigara hikayesini anlatacağım günü
beklemiştim. Ve o gün, gözlerimin içine bakıp; söyleyeceklerine göre,
hayatıma bir yön çizecegime…”
Genç kız, bu mesajdan hiçbir anlam çıkaramamıştı. Bu mesajı düşünürken; bir mesaj daha geldi:
“… kendi kendime söz vermiştim. Bugün duyduklarım; beni hayal kırıklğına uğrattı ve ben kararımı verdim:”

Bu konu yada mesaj "www.grafikyardim.com" sitesine aittir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://adrenalinfrm.com
█►SALVADOR◄█
GrafikYardım - Moderatör
GrafikYardım - Moderatör
█►SALVADOR◄█
Cinsiyet : Erkek
Mesaj Sayısı : 2625
Aktiflik puanı : 6231
Kayıt t. : 04/03/11

komik hikayeler  Vide
MesajKonu: Geri: komik hikayeler komik hikayeler  EmptyC.tesi Mart 26, 2011 12:00 am

ÖLMEDEN ÖNCE SÖYLENEN BiRKAÇ SÖZ:
- GÖNDER GÖNDER, BEN TUTARIM.
- AABI ÇOK SERI BIR ARABA BU YAAA…
- KORKMA HAYATIM, ARABAMIZDA ABS VE AIRBAG MEVCUT.
- POSTANEDE BANA AIT BIR KOLI VARMIŞ ONU ALMAYA GELDIM.
- OOLUM..5 TAŞ ÇALDIM RUHUN BILE DUYMADI..
- BAKIN ÇOCUKLAR, BU DENEY SETI, KAPAĞI AÇILINCA GÜVENLIK ÖNLEMI OLARAK ELEKTRIGI KESER..
- DEMEK PIRANA DEDIKLERI ŞEY BU..HIHO..
- BAK HULUSI ABI BIYIKLARI ILE OYNUYOM BI ŞEY OLMUYO.
- EY RUUUUHHH..GELDIYSEEEN……
- O IRMIKLERI NEDEN ALDIN NURHAN..HELVA MI YAPICAN?.. NIYE?
- DOĞALGAZIN ÜLKEMIZE HAYIRLI VE UĞURLU OLMASINI DILIYOR VE DOĞALGAZLA ÇALIŞAN ILK OCAĞI HUZURLARINIZDA YAKIYORUM.
- EVLADIM, BENI KARŞIDAN KARŞIYA GEÇIRIR MISIN?
- GEEEEL, GEEEL SAĞ YAP GEEEL…
- BAH BAH BAH HALA UZUNLARLA GELiYO…
- CANIKOM, BU ETIN TADI SANA DA BIRAZ GARIP GELMEDI MI?
- MÜJDEMI ISTERIM TURAN ABI BIR KIZIN DAHA OLDU.
- KIM BEKLER LAN YEŞILIN YANMASINI?!
- EŞŞEK ŞAKASI YAPMAYIN LAN…
- BEKLE CEMŞIT ABI BEN BIR DALIP ÇIKICAM.
- KORKMA HANIM BU SAATTE KAPIMIZI KIM ÇALACAK, TANIDIK BIRIDIR.
- HALA KARLI GÖSTERIYOR MU HANIM?
- ELEKTIRIKÇIYE NE GEREK VAR CANIM, BEN HALLEDERIM.
- BAK ŞIMDI NASIL SOLLIYCAZ ..
- GEL ABI BURASI BOYU GEÇMIYOR…
- AYA BAK AYA, KAMYON FARI GIBI !!!
- BEN DENEDIM, KORKMAYIN.
- BAK KADRI ABI, SUYUN DERINLIĞI ÖNEMLI DEĞIL, ASIL IŞ ATLAMASINI BILMEK..
- YAV HAYRETTIN ABI BURASI FENER TRIBÜNÜ DEĞIL GALIBA..
- HIHIHA…BAK GELEN ŞEY KÖPEKBALIĞINA NE KADAR DA BENZIYOR.
- RASIM ABI, KAFESIN KAPISI KAPALI DEĞIL MI?
- NALAN, BIR KIBRIT YAK DA BAKALIM NE KOKUSUYMUŞ…
- YAPMA SATILMIŞ ABI, ŞEYTAN DOLDURUR.

Bu konu yada mesaj "www.grafikyardim.com" sitesine aittir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://adrenalinfrm.com
█►SALVADOR◄█
GrafikYardım - Moderatör
GrafikYardım - Moderatör
█►SALVADOR◄█
Cinsiyet : Erkek
Mesaj Sayısı : 2625
Aktiflik puanı : 6231
Kayıt t. : 04/03/11

komik hikayeler  Vide
MesajKonu: Geri: komik hikayeler komik hikayeler  EmptyC.tesi Mart 26, 2011 12:01 am

MiniKSerÇe’nin GÖZYAŞLARI…


gün erken uyanmıştı. Içinde her
zamankinden farklı birşeyler vardı; sevgi mi deseydi buna yoksa başka
birşey mi bilemiyordu… Ama iki yıldan beri içinde tertemiz bir sevgiden
başka birşey yoktu ki! Yine de bu günkü farklıydı içinde sevinç, sevgi
ve heyecan karışmıştı… O nedenle güne nasıl başlasam diye düşünürken içi
içine sığmıyordu. Çocuğun duyguları gibi gün de çok farklıydı, çok
özeldi.Bugün dünyanın en kutsal, en güzel duygusunu paylaşanların
günüydü; yaşamın amacı olan duyguyu paylaşanların günü… Çocuk bunun
için, o taptığı, kendinden fazla değer verdiği, tarif edilmesi
istenildiğinde tarif edemediği kadar büyük bir sevgiyle sevdiği kıza
nasıl bir armağan alacağını düşünüyordu: Şöyle kocaman ve sevimli bir
tavşan? Ama bu olmazdı, kıza doğum gününde almıştı bunu. Peki ya çok
güzel ve değerli bir kolye? Bu olabilir diye düşündü. Ama bu da olmazdı,
alacağı hediyenin kıza kendi parasından çok tertemiz sevgisini
anlatmasını istiyordu o… Uzun uzun düşündü; bu nasıl bir hediye
olmalıydı? Sonra bir ışık belirdi zihninde: Kiristal bir gül! Bu çok
güzel bir fikirdi! Hemen hazırlandı ve mağaza mağaza gezmeye başladı.
Hayalinde oluşturduğu o hediyeyi aramaya başlamıştı. Saatlerce aradı ama
böyle birşey bulamadı hiçbiryerde… Umutsuzluğa kapılmış kız arkadaşının
yanına gidiyorken; sokakta çok tatlı, ufacık bir kızın elinde koskoca
bir sepetle gül sattığını gördü. Onun istediği kristal bir güldü; hiç
solmaması için… Yine de ufacık bir çocuğu mutlu ederek alınacak bir
hediyenin daha değerli olacağını düşündü ve bütün sepeti satın aldı. Bu
arada sevdiği kızdan çağrı gelmişti. Yarım saat sonra orada olacağını
belirten bir mesaj attı ve yoldan geçen taksiyi durdurdu çocuk. Gideceği
yeri şoföre söyledi ve yine hayallere daldı… Kimbilir ne kadar mutlu
olacaktı "biriciğim" diye hitap ettiği, uğruna şiirler yazdığı,
herşeyden önemlisi sevdiği o kız. Bu hayaller içinden bir ara sıyrıldı
ve arabanın süratlendiğini fark etti. Ama bu sorun değildi aksine daha
iyiydi çünkü biriciğine daha kısa sürede kavuşacaktı. Tekrar daldı
düşüncelere…Ani bir fren sesi ve kulakları sağır eden bir gürültüyle
kendini bembeyaz bir yolda buldu. Hertaraf bembeyazdı ve kendinden başka
hiçkimse görünmüyordu ortalıkta… Ölmüş olmalıydı… Ama neden bugün?
Neden biriciğini göremeden? Derken yanında beliren melek ona cehenneme
gideceğini söyledi. Çocuk hiçbir tepki vermemişti sadece o üzgün
gözlerini çok uzaklarda biryerlere odaklamış, meleğin söylediklerini
dinliyordu… Cehennem kapısına geldiklerinde melek son sözlerini ve son
dileğini istedi ondan. Çocuk, az önce uzaklıklara meydan okurcasına
sonsuzluğa dikmiş olduğu gözlerini bu kez meleğin gözlerine dikti ve
"son bir kez onu görmek istiyorum" dedi. Melek şaşırmıştı. Çünkü bugüne
kadar hiçkimse "günahlarımı affedin" sözlerinden ya da "cennete gitmek"
dileğinden başka hiçbir dilekte bulunmamıştı. Gerçi çoğunun dilekleri
kabul edilmemişti… Ama bu çocuk az da olsa cehennemden kurtulma şansını
geri çevirip; ölmeden önce sevdiği kızı görmek istemişti… Biraz
beklemesini söyledi ona ve ortalıktan kayboldu. Çocuk tek başına kapıda
beklerken, melek çocuğun cehenneme gitme sebebine baktı: kitapta "bir
insanı büyük yaratıcıdan çok sevmiş ve o na tapmış…" yazıyordu. Melek
çılgına döndü; bu nasıl bir şeydi? Nasıl bir duyguydu, sevgiydi? Tekrar
çocuğun yanında belirdi ve dileğinin kabul edildiğini söyledi. Aynı anda
çocuk kendini "biriciğinin" yanında buldu: kız oturmuş, ağlıyordu…
Derken bir polis elinde bir sepet gülle gelip; kıza ismini sordu ve bu
güllerin kendisine ait olduğunu, sepetteki kartta onun isminin yazdığını
söyledi. Kız şaşkın bir biçimde sepete baktı ve bir kısmı kanlanmış
olan güllerin arasından kartı aldı; okumaya başladı. Kartta: "Bu gülleri
gözyaşlarımla yıkamak istedim ama böyle mutlu bir günde ağlamamın
yanlış olacağını düşünerek yanlarına sevgimi koyarak sana getirdim…"
yazıyordu. Bir de not düşülmüştü: "Biriciğim, bu bizim ölümsüz
sevgimizin ikinci yılı. Ve bu iki yıl içinde hayatımın en mutlu
günlerini geçirdim. Ama bu iki yıl değil, önümüzdeki yüzyıllar ne seni
bana unutturmaya ne de benden ayırmaya yetmeyecek. Ben kadere inat bir
gün ölsemde, yine seni herşeyden çok seveceğim…" Kız bunları okuduktan
sonra acı bir çığlık attı ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam etti… Çocuk
"yeter!" diyerek gözlerini ve kulaklarını kapadı. Ne kızın gözyaşlarını
görmek istiyordu ne de hıçkırıklarını duymak. Çünkü bunlar ona çok büyük
bir acı veriyordu… Ve gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı… Bütün
bunlar olurken çocuğu izleyen melek, çocuğun ağladığını görünce: "Bu
olanaksız! Bir ruh ağlayamaz, bu imkansız!" diye bağırmaya başladı.
"Yüce Allah'ım, nedir bu?" diye haykırdı. Her taraf birden karardı ve
kulakları sağır eden bir ses duyuldu: "Bu sevgidir! Ben insanları
yaratırken onlara güzel duyguları bahşettim ve onlarda sevgiyi
yarattılar. Kimi parayı, kimi başarıyı, kimi eşini dostunu sevdi. Ama bu
çocuk benim yarattığımı benden bile fazla sevmiş… Onu affediyorum. Ama
cennete alamam oradakilerede bu ölümsüz sevgiyi bulaştırmasını
istemiyorum. Ne dileği varsa söylesin, yerine getirin!" Melek çekine
çekine çocuğa yaklaştı ve "Yaratıcımız seni bağışladı ne dileğin varsa
yerine getireceğiz" dedi. Çocuk ıslak gözlerle Ona bir serçe olarak
dünyaya gitmek istediğini söyledi. Melek birkez daha şaşkına döndü ve
neden bir insan olarak değilde bir serçe olarak gitmek istediğini sordu:
Çocuk:"Ben artık onun ve ailemin, sevdiklerimin gözünde bir ölüyüm.
Şimdi tekrar karşılarına çıkıp ben ölmedim, bakın yaşıyorum demem daha
büyük bir yıkım yapar onların duygularında. Onlara daha fazla acı
çektirmek istemiyorum. Bir serçe olarak gidersem herzaman, uzaktan da
olsa biriciğimin yanında olabilirim; geceleri uyurken penceresinin
camından o tatlı yüzünü izleyebilirim…" dedi ve dileği gerçekleşti.
Tekrar yaşama dönmüştü ve önceden hep yapmak istediği gibi özgürce
gökyüzünde uçabilirdi. Ve kanatlarını çırpmaya başladı. Hemen sevdiği
kızın evine gitti; odasının camının önündeki ağacın dallarından birine
kondu ve onu izledi… Günler, aylar böyle akıp gitti… MiniKSerÇe, kız
nereye giderse hep onunla birlikte gitti… Şimdi aradan iki yıl geçmişti
ve kız iki yıldan beri ilkdefa gülmüştü. Karşısındaki yakışıklı gencin
anlattıkları onu güldürmeyi başarmıştı… Kız eve döndüğünde yatağına
uzandı; uzun uzun, kara kara birşeyler düşündü… Sonra çok sevdiği ve
acısını kalbinde taşıdığı çocuğun resmini eline aldı, uzun uzun baktı ve
kendi kendine konuşmaya başladı: "Nerdesin? Seni çok özledim… Zaman hiç
geçmedi sen yokken yanımda… Şimdi biriyle tanıştım; bir haftadır onunla
buluşuyoruz… Biliyormusun; senden sonra ilk defa beni güldürmeyi
başaran o oldu… Hatırlıyormusun; iki yıl önce bu gün sen bana bir sepet
gül ve onların yanında bir kart vermiştin… Kartta; "Seni iki yıl sonra
değil, yüzyıllar boyunca bile unutmayacağım…" yazıyordu… Ama ben bunu
başaramadım, aşkımıza sadık kalamadım; onu seviyorum…" dedi ve bunları
söylerken de gözyaşları boşaldı; yanaklarından süzülerek… Bütün bu
olanları camın ardından izleyen minik serçenin kalbine birşey
saplanmıştı ve gözleri dolmuştu… Derken melek beliriverdi karşısında:"
Sakın ağlama, biliyorsun serçeler ağlarsa ölür…" dedi. Ama MiniKSerÇe
sevdiği kıza son birkez daha doya doya bakarak gözyaşlarını serbest
bıraktı…
Bu defa yaratıcı, çocuğu affetmedi. Ama hiçbir günahı
olmadığı için cehennneme de atamadı, Onun cennete de girmesini
istemiyordu yaratıcı… Ve çocuğu gökyüzüne hapsetti… Işte o günden bu
güne, nezaman bir aşık üzülse gökyüzündeki bütün serçeler ağlar

Bu konu yada mesaj "www.grafikyardim.com" sitesine aittir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://adrenalinfrm.com

komik hikayeler

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

 Konu Etiketleri Etiketler
 Konu Linki Konu Linki
 Konu BBCode BBCode
 Konu HTML Kodu HTML Kodu
Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Grafikyardim.com :: .::Forum eğlence::. :: Komedi mizah-
|||broadband speed test|check speed|
    Tasarım:Nero © 2011 | Her türlü görsel materyal ©'lidir. | info@grafikyardim.com   
Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini ve paylaşımlarını(resim ve diğer materyalleri) önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir. 5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir. 5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi sikayet@grafikyardim.com adresine yollarsanız, gerekli işlemler yapılacaktır.

Yetkinforum.com | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar